HIV yakın gelecekte tarihe karışabilir mi? Belirlenemeyen=Bulaştırmayan nedir? HIV ve AIDS hakkında yanlış bilinenler ve daha fazlası için bu yazıyı okuyabilirsin.

Dünya tarihinde insanlar birçok virüs, salgın ile mücadele etmiştir. Bunlardan biri olan HIV virüsü; tarihsel açıdan hem çok yeni hem de zaman sürecine fazlaca yayılmış, ilaç şirketlerinin çözüm bulması, toplumun damgalamasına karşılık çeşitli aktivist eylemlere sahne olmuş bir virüstür. Neyse ki güncel çalışmalar umut vadeden sonuçlar çıkarmış, test yaptırmaya ve tedaviye erişen insan sayısı arttıkça yakın gelecekte HIV virüsü tarihin tozlu raflarında yerini alabilir.

Aynı zamanda 1 Aralık Dünya AIDS Günü olarak kabul edilmiştir.

Toplum olarak herkesin HIV’in artık kontrol altına alınabilir bir virüs olduğunu bilmesi gerekiyor. Çünkü en çok etiketlemeye maruz kalan, toplumdan dışlanan, işini kaybeden, HIV statüsünü özgürce ifade edemeyen ve ettikten sonra başına neler geleceğinden habersiz bir tedirginlikle yaşayan HIV pozitif bireylere; bilgilenmeyi, bu bilimsel bilgiyi topluma yaymayı borçluyuz.

HIV – AIDS Tarihi & Türkiye – Dünya Tarihi

HIV ve AIDS ile dünyanın tanışması, bir dönüm noktası olarak nitelendirilen tarih 1980lerdir. Fakat 1980’lerden önce tahmin edildiği üzere ilk AIDS sendromu Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde görülmüştür. Bu tarihten sonra Amerika’da artan vakalar ile ilgili bilgiler raporlanmıştır. Birçok insanın ölümü ile sonuçlanması ve tıp dünyasının yeni bir virüs ile karşı karşıya gelmesi tuhaf izolasyon yöntemlerini gözler önüne sermiştir. Örneğin, Türkiye’deki ilk vaka 1985 yılında, medya tarafından Murtaza Elgin’in gizlilik hakkının ihlal edilmesi ile duyurulmuştur. Murtaza Elgin o dönemlerde ünlüler camiasında tanınan birisiydi. Medyada ve gündemde inanılmaz bir söylenti polemiği yaratılmış, ünlü camiadan ve toplum tarafından dışlanması ile sonuçlanmıştır. Öyle ki Murtaza Elgin vefat ettikten sonra mezarına kireç dökülmüş, koruyucu bir tabut ile defnedilmiştir. Yeni bir virüs olması sebebiyle de birçok vaka ölümle sonuçlanmıştır. Hatta o dönemlerde hastanelerde görev alan doktorların söyledikleri kadarıyla AIDS sendromu ile gelen çoğu hastayı hızlı bir şekilde kaybettikleri belirtilmiştir. O günlerden günümüze kalan HIV’in tedavi edilse bile bu denli öldürücü ve korkutucu bir şekilde lanse edilmesi yanlıştır.

HIV – AIDS Nedir –Nasıl Bulaşır?

HIV yani insan bağışıklık yetmezliği virüsü, adından da anlaşılacağı üzere insanın bağışıklığını hedef alan bir virüstür. Bu virüs vücuda kan, cinsel sıvılar-salgılar ve anne sütü ile geçebilmekte. Ortaklaşa iğne paylaşımı, piercing, dövme veya tıbbi muayenede kullanılan aletlerin sterilize edilmeden kullanılması, her türlü korunmasız cinsel ilişki, organ nakli olarak HIV+ kişiden alınan organ, anne sütü veya anneden bebeğe HIV aktarılabilir.

Basitçe anlatmak gerekirse, HIV vücuda girdikten sonra özellikle bizim bağışıklık hücrelerimiz olan T hücrelerindeki CD4 moleküllerini hedef alır. Daha sonra hücrenin DNA’sına girerek kendini kopyalar. Bir balon düşünün bu balonun içine küçük bir baloncuk girerek kendine benzeyen bir sürü yeni baloncuklar oluşturuyor öyle ki artık içinde olduğu balonu yok ederek kendine, içinde çoğalacağı başka balonlar arıyor. HIV virüsü ise içine girdiği T bağışıklık hücrelerinin DNA’sını konak hücre olarak kullanılamayacak derecede çok çoğaldığı için zamanla kendine yeni hücreler arayarak çoğalmasını sürdürecektir. T hücrelerinin sayısının azalması, bizi hastalıklara karşı savunacak olan bağışıklık sistemimizin zayıflaması anlamına geliyor. Sonuç olarak, HIV insanları hasta etmiyor, vücudun bağışıklık sisteminde yanlış bir kod ile çoğalarak vücudu hastalıklara karşı savunmasız bırakıyor.

HIV Belirtileri Nelerdir?

HIV’in bulaş yollarını ve vücuda girdikten sonra işleyiş şeklini anllattım. Bahsettiğim gibi bağışıklık sistemimizi hedef aldığı için HIV belirtilerinin vücutta keskin bir ayrımı yoktur aslında. Bu sebeple kişi HIV+ olduğunu bilmeden senelerce yaşayabilir. Bu yaklaşık 7-10 seneyi bulabilir. Durum böyle olunca kişi HIV+ olduğunu bilmediğinden cinsel ilişkide bulunduğu, çocuk sahibi olduğu zaman veya kan-şırınga yolu ile HIV+ olmayan kişilere bunu aktarabilmektedir. Genel belirtiler arasında; ateş, lenf bezlerinin şişmesi, bazı deri hastalıkları ve yaralar, baş ağrısı, mide bulantısı ve diğer rahatsızlıkları sıralayabiliriz.

HIV teşhis edilemediği ve tedaviye başlanmadığı durumlarda maalesef kalıcı organ hasarları ve ciddi hastalıklar sonucu kişi hayatını kaybedebilir. Bu sebeple test yaptırmak, tanıyı almak ve tedaviye başlamak hayati öneme sahiptir.

Tam da bu noktada HIV ve AIDS hakkında bilinen 5 hatalı bilgiyi paylaşalım.

  • HIV pozitif olmak = AIDS olmaktır

Çoğunlukla bilinen bir yanlış olarak HIV pozitif olmak = AIDS olmak demek değildir ya da her HIV+ statülü kişi AIDS evresine geçiş yapacak diye birşey yok. Vücudumuzun T hücreleri azaldıkça hastalıklara ve fırsatçı enfeksiyonlara karşı daha savunmasız olduğumuzdan bahsetmiştim. Bu T hücrelerinin metreküpte 200’ün altına düşmesi demek ise, edinilmiş bağışıklık yetmezliği sendromu evresine girmemiz anlamını taşır yani AIDS.

  • AIDS bir hastalıktır

AIDS bir hastalık değildir. Bahsettiğim bağışıklık hücrelerimiz olan T hücrelerinin metreküpte 200’ün altına düşmesi sonucunda oluşan bir evredir. Bağışıklık daha fazla zayıfladığı için sıkı bir tedavi ve fırsatçı enfeksiyonlara karşı daha dikkatli olunulması gerekmektedir.

  • HIV; çok güçlü bir virüstür, çok kolay bulaşır

Sarılarak, dokunarak, aynı havayı soluyarak, öpüşerek, hapşırma, öksürük gibi yollar ile, tokalaşma yolu ile, aynı tabağı paylaşarak, tükürük yoluyla, ortak tuvalet kullanımı, havuz paylaşımı veya sivrisinek ısırığından HIV BULAŞMAZ.

  • HIV+ olan birinin ömrü kısadır, uzun yıllar yaşayamaz

Tedavi başarısının gün geçtikçe artması, doktor kontrolü, dengeli bir hayat tarzı ile HIV+ bireylerin uzun yıllar hayatları kaldıkları yerden devam edebilir. İlaçlar sayesinde HIV virüsü baskılanır ve çoğalması engellenir.

  • Tedavisi devam eden HIV+ statülü birisi hayatı boyunca artık çocuk yapamaz, partneri ile birlikte olamaz

Bu maddeye kadar çoğu kişi hemfikir olabilir ama nasıl olur da HIV+ birey çocuk sahibi olabilir veya partneri ile birlikte olduğu zaman HIV aktarımı olmaz? Hani doğum ve cinsel ilişki ile bulaşıyordu? Kulağa çok yabancı geliyor değil mi?

HIV virüsü tedavi ile belirlenemez boyuta gelirse bulaştırma ihtimali de yoktur.

Şimdi sizlere Belirlenemeyen=Bulaştırmayan çalışmasından söz etmek istiyorum. HIV çalışmaları ile bilinen Anthony Fauci’nin onbinlerce katılımcı ile yapılan Partner 1- 2 çalışmaları bizlere gösteriyor ki, tedavi ile vücudunda baskılanan ve belirlenemez boyutta olan HIV+ bireyler HIV+ olmayan partlerlerine korunmasız cinsel ilişki ile HIV virüsü aktarmamaktadır.

Düzenli olarak takibi yapılan HIV+ bireyler bu B=B evrelerinde, baskılanan bu virüs kanda belirlenemeyecek düzeye indiği zaman bu durumu korudukları süre içinde bulaştırma olasılığı da ortadan kalkmış oluyor. Devamlı takibi yapılmalı ve kişinin bu evrede kalması tedavi ile sağlanmalıdır. Böylece kişinin hayat kalitesi daha da artacaktır. Çocuk sahibi olmak isteyen,  bireyler için de kişinin bu belirlenemeyen = bulaştırmayan evrede kalmasını sağlayan aynı zamanda eşlerin HIV statüsüne göre farklı çalışmalar yapılmaktadır. Lütfen bu konu hakkında daha fazla bilgi için doktorunuz ve bu konuda çalışan dernekler ile iletişime geçiniz.

B=B aynı zamanda etiketlemenin de önüne geçiyor. Daha fazla insanın B=B’nin ne olduğu konusunda bilgi sahibi olmasını sağlamalıyız. Eskiden kalan o korkutucu senaryoları yinelemek yerine bilimin getirdiği umut verici çalışmaları duyurmalıyız. Tabi ki sadece bilmek ayrımcılığın önüne geçer mi? Diye sorarsanız keşke öyle olsaydı da tek seferde bilgilendirici bir eğitim verirdik insanlara ve sonucunda bu tarz ayrımcı davranışlar ortadan kalkardı maalesef pratikte öyle olmuyor. Ama bu bilginin sadece toplum bazında değil en önemlisi HIV+ statülü bireylerin test yaptırması ve tedaviye başlamalarını cesaretlendirici bir çalışma olması açısından da çok önemlidir.

HIV Şüphesi Var İse Neler Yapılabilir?

HIV şüphesi var ise, anonim test merkezlerine başvurarak veya hastanelerin enfeksiyon birimine giderek ücretsiz test olabilirsiniz. Özellikle küçük yerlerde yaşayan bireylerin çekinmesi ve eğer HIV+ ise bunun yaşadığı yerde duyulması sonucu aile, çevre ve iş kaybı yaşamaktan korkmak gibi bir çıkmazın içine girilmesi son derece anlaşılabilir bir kaygıdır. Ama senaryonun diğer tarafında test olduğunuz zaman eğer HIV+ iseniz, tedaviye bir an önce başlama ve hayatınıza kaldığınız yerden devam etme fırsatını yakalamış olacaksınız.

Aynı zamanda test yaptırmadığınız zaman ve eğer HIV+ iseniz yıllar boyunca hastalık semptomları görülmeyebilir, bu süre zarfında HIV statünüzü bilmediğiniz için başka insanlara virüsü aktarma olasılığınız vardır ve bağışıklık sisteminiz zamanla zayıflayacaktır. Süreç hakkında doktorunuz size en iyi bilgilendirmeleri yapacaktır bunun dışında HIV dernekleri ile iletişime geçerek hızlı bir şekilde bilgi edinebilirsiniz.

HIV Olduğumu Öğrendikten Sonra Ne Yapabilirim?

Şüphe duyduğunuz bir birliktelik sonucu, şırınga paylaşımı veya HIV+ geçişinin yaşandığı bir durum sonucunda test yaptırdınız ve HIV+ olduğunuzu öğrendiniz. Doktorunuz gerekli tedavi prosedürlerini size anlatacak ve tedaviniz başlayacaktır. Bunun dışında her ne kadar hayatınıza kaldığı yerden devam edebilmeniz için ilaçlar vücudunuzdaki HIV virüsünü baskılayıcı hareket edeceği bilgisine sahip olsak da tanıyı aldığınız anda şok ve kaygının yaşanması çok çok olağan bir durum.

  • Burada ailenin ve sosyal çevrenin desteği çok önemlidir. Fakat maalesef yalnız bırakılma ve dışlama gibi durumların da sık yaşandığını biliyoruz.
  • Aynı yollardan geçmiş kişiler ile dernek aracılığı ile görüşebilirsiniz, sonuçta hayatınızı fiziksel ve sosyal anlamda şekillendiren bir durum ile karşı karşıya olduğunuz için profesyonel destek alabilirsiniz – yine aynı şekilde bu uzman desteğini bazı dernekler aracılığı ile ücretsiz almak mümkün olabiliyor.
  • İlaçların sürekliliği diğer birçok rahatsızlık gibi HIV+ bireyler için de çok çok önemlidir. Aynı zamanda dengeli ve sağlıklı bir hayat inşa etmeniz için sizi teşvik eden alışkanlıklar edinmeniz de bir diğer unsurdur.
  • Hayatınızın bu yol ayrımında bedeninizin size hiç olmadığı kadar ihtiyacı var. Çoğu kişi hayatının bu noktasından sonra daha sağlıklı beslendiği, düzenli egzersiz yaptığı ve hayata daha farklı yaklaştığını belirtmiştir.
  • Psikolojinin bağışıklık sistemini etkilediği göz önüne alındığında ise moral ve motivasyonun, içsel dengenin-huzurun korunması önemlidir.
  • HIV+ olmak hayatınızı bütünüyle tanımlamaz, bunun üzerinde olan ve bundan ibaret olmayışınız ile hayatınıza kalan yerden devam etmek için bir engel yoktur.

HIV+ Bireylerin Aileleri ve Sosyal Çevresinin Üzerine Düşen Sorumluluklar

HIV+ bireylerin yoğun suçluluk yaşadığını biliyoruz. Bunun üzerine giderek, bir insanın HIV+ olması hiçkimseye yargılama haddi ve hakkı veremez. Belki iyi niyetli ve üzüntü ile ‘’keşke’’ şunu yapmasaydın gibi cümleler kurmanızın bir anlamı yok ve inciticidir.

HIV statüsünü paylaşan kişiye ‘’nasıl bulaştı, kimden bulaştı’’ gibi sorular sormak, kendinizi sakınmak, olağan dışı tepkiler vermek de yersiz olacaktır.

Bunun yerine kişinin ailesi veya arkadaşları olarak sosyal ilişkiyi sürdürerek, tedavinin devamlılığı için teşvik edebilir ve yanında olduğunuzu belirtebilirsiniz. Kimse için hayatın geri kalanından büyük farklar olmayacaktır.

Yapılması Gerekenler

2019 HIV yayılım raporuna baktığımızda Dünya’da bu oranın azalmasını gözlemlerken Türkiye’de son 5 senede yeni tanı alan kişilerdeki artışın sebebi ne olabilir?

Anonim test merkezleri, HIV ilaçlarının SGK kapsamında olması ve diğer kolaylaştırıcı etmenlere rağmen yeni vakaların bu denli hızda artmasının önüne geçilemiyor. Liselerden başlanarak çeşitli bilgilendirici eğitimler verilebilir, cinsel korunma yöntemleri, ortaklaşa iğnelerin kullanılmaması, test yaptırmanın önemi, HIV ve B=B hakkında daha fazla kamu spotları oluşturulabilir, cinsel korunma yöntemlerine daha kolay erişilebilmesi sağlanabilir. İş yerlerinde ayrımcılığa uğrayan ve çeşitli bahaneler ile işten çıkarılan HIV+ statülü çalışanlar için daha sıkı denetim ve yaptırımlar geliştirilebilir. İlaç ve aşı çalışmalarının daha iyi ivme kazanabilmesi için teşvik çalışmaları başlatılabilir. Uluslararası olarak, teste ve tedaviye ulaşamayan ülkeler için projeler üretilebilir ve pratikte bu imkanların oradaki insanlara ulaşması sağlanabilir.

Bütün bu çalışmalar sistematik şekilde daha fazla insanın test olmasına, insanların tedaviye başlamasına ve baskılanan HIV ile, HIV aktarımının önüne geçilerek bu virüsü hayatımızdan çıkmasına yardımcı olabilir, neden olmasın?

Daha fazlası için blog ve YouTube kanalımı ziyaret edebilirsin!

Kaynakça

Ogden, J. (2019). Sağlık Psikolojisi. Ankara: Nobel.

Plotnik, R. (2009). Psikolojiye Giriş. İstanbul: Kaknüs.

https://www.avert.org/professionals/history-hiv-aids/overview

https://www.kirmizikurdele.org/prep

https://pozitifyasam.org/riskli-durum-sonrasi-onleyici-tedavi-pep/

https://www.dw.com/tr/t%C3%BCrkiyede-hiv-pozitif-olmak/a-51487931

https://www.acibadem.com.tr/ilgi-alani/hiv-aids/#tani-yontemleri

https://www.kirmizikurdele.org/post/dokuz-soruda-belirlenemeyen-esittir-bulastirmayan

Videoda kullanılan fotoğraf kaynakları

https://listelist.com/wp-content/uploads/2016/02/3.murtaza.elgin_.listelist.jpg

https://static.wixstatic.com/media/9c95f9_5367accb8efd4932a6f6dac7975472a7~mv2.jpg/v1/fill/w_250,h_318,al_c,q_90/9c95f9_5367accb8efd4932a6f6dac7975472a7~mv2.jpg

By NIAID/NIH – NIAID Flickr's photostream, Public Domain, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=18233598

https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/8/89/Anthony_S._Fauci%2C_M.D.%2C_NIAID_Director_%2826759498706%29.jpg

Önerilen Yazılar

Leave a Reply