Ne zaman bir işe koyulsak günün ya Pazartesi olmasını, erken kalkmayı ya da yeni bir ayın-yılın başlamasını bekliyoruz. Temiz bir sayfa açma hissinden olsa gerek bu bizi yeterince motive ediyor ve işe hemen koyulma gerginliğini de azaltmış oluyoruz. Bütün bu yeni alışkanlık edinme – hedef belirleme prosedürü sonucu düşününce çok keyifli gelse de kendiliğinden o coşkulu anı tüketip eski halimize geri dönüyoruz. Bir de sanırım medyanın dayatması olarak farkında olmasak da sürekli bir kendini geliştirme, boş durmama, yeni hobiler edinme, birşeyler öğrenme gayreti içindeyiz. Yeni bir alışkanlık kazanmak isterken bunları da göz önünde bulundurmalıyız. Bir şeyi gerçekten istediğimizden emin olmalıyız.

Biz psikologlara en fazla sorulan konulardan birisi motivasyon ve alışkanlık edinebilmek olunca ben de bu durumu atlamak istemedim hazır 2021 gelmişken güzel bir başlangıç olsun istedim.

Bu içerikte temel olarak sizlere;

  • Hedef oluşturmak
  • Plan yapmak
  • İşe başlamak ve odaklanmak
  • İşi devam ettirebilmek – ertelemek
  • Ve son olarak başladığımız hedefi sonlandırmak veya hedef artırımı nasıl yapılır üzerine konuşacağım.

Sadece kısa tüyolar verip yazımı sonlandırmak istemiyorum. Biraz da işin bilimsel boyutunda neler yatıyor bunlara değinmek istiyorum.

Keyıflı okumalar.

Hedef Belirlemek

Hedef belirlemek deyince aklıma gelen birkaç şey; 1 saat yürümek, 100 sayfa kitap okumak, yeni bir dil kursuna kayıt olmak gibi. Aslında hiçbir şeyi bu kadar karmaşık ve işin içinden çıkılmaz bir vaziyette düşünmemeliyiz. Evet başta düşününce bütün bunlara ulaşmanın verdiği haz çok güzel ama bu kadar işi yapmaya niyetlenip sonunda başarısız olmanın vereceği acı daha kötü olacaktır. Başta şu konuda anlaşalım, nasıl ki bir koşucu hayatının ilk spor deneyiminde çok yoğun bir antrenmandan geçmediyse bizler de tıpkı sporcular gibi artan ama kendi içinde tutarlı bir programın içine girmeliyiz. Bu kendimize verdiğimiz bir taahhüt. Kendimizi tanıma ve keşfetme için de güzel bir adım olacak çünkü hedef belirlemenin başlıca unsuru bizi neyin harekete geçirdiğidir. Aynı zamanda unutmayın ki herkesin motivasyonu farklıdır ve ister alışkanlık edinin ister işinizi değiştirmek isteyin beklentiler-eylemler farklılaşacaktır.

Kendinize temel olarak şu 3 soruyu da sorabilirsiniz:

Ben kimim? Nereye gitmek istiyorum? Ve oraya nasıl ulaşırım?

(Goleman, D. 2018)

Kendinizi tanıyorsunuz ve sizi neyin harekete geçireceğini biliyorsunuz bu çerçevede sonunda bir hedef belirlediniz. Hedefinizi şimdi plana dökmek için iyice somutlaştırmanız gerekiyor. Şimdi planlama kısmına geçebiliriz.

Plan Yapmak

Plan yapmak başlı başına zaman yönetimini beraberinde getiriyor. Zaman soyut bir kavram ve bunu somut olarak organize etsek de gerçek hayatta kağıtta durduğu gibi ilerlemiyor. Bir plan hazırlasanız bile yüzde yüz buna bağlı kalacaksınız diye birşey yok. Aslında hazırladığınız bir plan değil bir prototip yani taslak, alışkanlık düzenli hale geldiği zaman ancak bir plan olmuş oluyor. Deneme aşaması gibi düşünün günde 10 km koşma hedefiniz var, başladınız ve günlük 5 km ile daha uyumlu olduğunuzu gördünüz, tamamdır! İşte şimdi bir planınız var.

İşe Başlamak ve Odaklanmak

Şimdi artık işe başlamak gerekiyor. Burada yol ikiye ayrılıyor mükemmeliyetçi bir beklenti ile işe başlayamayanlar çoğunlukta çünkü yapılan işin sonucunun veya içeriğin yeterince iyi olmaması endişesi ile bütün planlar yapılsa da hepsi çöpe gidiyor. Yerini daha iyi olmaya bırakılan zamanlar akıp geçiyor. İş ne olursa olsun ya başarısız olursam kaygısı her şeyi mahvediyor. Diğer taraftan başka insanlar için de yeni bir hedefte işe başlamak gibisi yoktur. Zaten kendi isteğinizle başladığınız bu iş için o gün çok keyifle başlarsınız. Buradaki püf nokta işe başlamadan önce kendimizi ve çevremizi yapacağımız işe göre ayarlamaktır. Eğer odaklanmamızı gerektiren bir iş yapıyorsak mutlaka telefonumuzla olan etkileşimimizi azaltmamız, en azından internetimizi kapatmamız gerekiyor. Bu özellikle alışkanlığı edinme sürecinin ilk evrelerinde uymamız gereken altın kural. Biz sadece o andayız ve herhangi bir uyaran bunu bölmemeli. Çevrenin insan psikolojisine etkisi çok büyüktür, düzenli-ferah bir ortam bize işe başlamamız için tetikleyici olacaktır. Sadece burada uyarıda bulunmak istediğim bir nokta var bazen fazlaca bu çevre düzenlemesine önem verip tüm günü önce odadan başlayıp sonra evi temizlemeye kadar gitmesin. Basitçe sade – uyaranlara maruz kalmayacağınız bir ortam yaratmak temel hedefimiz olsun. Unutmayın! Başlayacağım iş ile kendime ne kadar mesafe koyarsam bir sürü bahane ve başka keyif verici alışkanlıklarım o açıklıktan araya giriyor.

Odaklanmak

Odaklanabilmek konusu aslında ayrı bir içerik gerektiriyor ama kısaca odaklanma hakkında şunları söyleyebilirim. İnternet çağı ile beraber eski alışkanlık pratiklerimiz çok değişti. Zaman kavramımız tamamıyla daha farklı bir yöne evrildi. Bir şeye çabuk ulaşmak, çabuk tüketmek, aynı anda birden fazla iş yapabilmek gibi kaygılarımız var artık. Çünkü çok çalışıyoruz ve geriye kalan az zamanı iyi değerlendirmek istiyoruz bunun karşıtı olarak da okullar – iş yerlerinin prosedürleri eskiye oranla daha hızlı olmamız konusunda bir durum yaratması. Çünkü hızına yetişmemiz gereken bir değişim var. Değişimi yakalamak çok güzel ama hızlı olmak, sürekli kovalamak durumu tükenmişliğe, yaptığımız işten hiçbir şekilde zevk alamamaya neden oldu. Bunun farkında olmayabiliriz ama en basitinden sosyal medyada vakit geçirmek bizi bulunduğumuz andan öyle keyifli bir şekilde koparıyor ki, gördüğümüz her uyaran beynimizin mutluluk hormonu salgılamasını sağlıyor, çünkü beyin bunu farklılık ve yenilik olarak algılıyor bunu hazza dönüştürüyor. Bu da zamanla daha çok telefona bakma, sosyal medyadaki tüm postlara bakma davranışı ile kendini var ediyor. Bu konuda yayınlanmış birçok çalışma var. Belki sonra bu konu hakkında daha zengin bir içerik oluşturabilirim. Şimdilik ana konumuza geri dönelim.

İşi devam ettirmek – Alışkanlığa evrilmesi

Kendimize bir hedef belirledik, planımızı oluşturduk ve 3. Günümüzdeyiz bir kırılma yaşanması çok muhtemel, örneğin erken kalkma alışkanlığı edinmek istiyorsunuz ilk 2 gün bunu başarıp 3. Gün normalden de geç uyanabilirsiniz. Çünkü beyniniz yeni bir durumla karşı karşıya ve bu yeni durum beyninizi doyuma ulaştıracak bir çekicilikte değilse yeni davranış edinimine karşı bir tepkisi olacaktır. Şeker tüketimini bırakmayı planlayan insanlarda da aynı şekilde kriz anında tatlı tüketme davranışı eskisinden de fazla olabilir. Çünkü beyin eski alışkanlık ve haz düzeyini arıyor ona ulaşmak için size türlü bahaneler buluyor olabilir. İnsan kendi kendini pekala kandırabilir. Beynimizde motivasyonumuzu oluşturan bölge amigdala bölgesidir bunun mantıklı yorumlamasını ise  temel olarak birçok karmaşık görevleri yapmaya karar veren ve idare eden prefrontal korteksimizde yaparız (Goleman, D. 2018). İki bölge bizim erteleme ve alışkanlıklarımızı sürdürme konusunda sürekli bir çekişme yaşarlar.

Basit bir kural olarak çokça duyduğumuz 5 sn kuralını uygulayabilirsiniz. Diyelim ki bitirmeniz gereken bir proje var aklınıza geldiği anda beklemeden masanıza oturmanız ertelemenizin önüne geçecektir. Bunun tersi olarak da diyet programınızı uygularken bir anda buzdolabının kapağını açmış bulundunuz 5 sn kuralı ile hiçbirşey yapmadan bekleyip oradan uzaklaşabilirsiniz.

Hedefi Sonlandırmak veya Hedef Artırımı

Yazımın son bölümü olan hedefimizi sonlandırmak veya hedef artırma kısmı çoğu kez üzerinde durmadığımız bir konu oluyor. Kısa süreli hedeflerimizin ucunu açık bırakmak ve süre sınırı koymamak zihinsel olarak bizi yorabilir. Hiç bitmeyecek bir alışkanlığın içine girdiğimizi hissetmek daha baştan bizi gerebilir. Bu yüzden hedeflerimizin bir sonu olmalı, ya da uzun vadeli hedeflerimiz için aynı hedeflerle kendimizi sıkmamalıyız. Günde 50 sayfa kitap okuyorsanız 3 ay sonra bu durum size sıkıcı gelebilir. Planınızı tasarlarken ufak bir görüş ile bunu planlayıp 3 ay sonunda 50 sayfa yerine 100 sayfa okuma hedefi oluşturabilirsiniz.

Yazımı sonlandırırken ek olarak söylemek istediğim her bireyin kendi ile kalmaya, tembellik hakkının olmasına bazen hiçbir şey yapmadan sadece durmasına ihtiyacı vardır. Bu durumu yaratmak öyle uzaktan söylenildiği kadar kolay değil biliyorum. Bununla baş edebilecek gücü kendinizde bulduğunuzda kendinize çok ufak da olsa yer açabilmeniz dileği ile. Görüşmek üzere.

Kaynak:

  • Goleman, D. (2018) İş Yerinde Duygusal Zeka, Varlık Yayınları
  • Gostick, A. & Elton, C. (2016) Beni Ne Motive Eder?, HR Dergi Yayınları

Önerilen Yazılar

Leave A Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *